Büyük Türkçe Sözlük
* birinin başına gelen kötü bir durum senin de başına gelebilir.
* Eğlendirmek, güldürmek ve birine, bir davranışa incitmeden takılmak amacını güden ince alay, mizah, humor.
* Gerçeğin güldürücü yanlarını ortaya...
* İçinde gülmece nitelikleri bulunan (yazı, karikatür vb.), mizahî.
* (insan) Hoşuna veya tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu açığa vurmak.
* Mutlu, sevinçli zaman...
* aşırı derecede sarsılarak gülmek.
* Hindinin çıkardığı ses.
* insan sevdiği kimse veya sevdiği iş yüzünden gelecek sıkıntılara katlanır.
* birinin uygunsuz durumları sayılırken bunların öteden beri bilindiğini anlatmak için söylenir.
* Çocuk gülümsemesi.
* Gülümseme, tebessüm.
* Hindi.
* Sebze yetiştirmek için açılan ocak.
* Hafifçe gülme, tebessüm.
* Güler gibi olmak, hafifçe gülmek.
* Hafifçe gülümseyen, sevimli.
* Gülümsemek işi veya biçimi.
* Alayı üzerine çeken, eğlence konusu olan, güldürücü, tuhaf, komik.
* Gülünçleşmek işi, komikleşme.
* Gülünç duruma gelmek, komikleşmek.
* Gülünçleştirmek işi.
* Gülünç duruma getirmek.
* Güldürücü, eğlendirici özellikleri bulunan (oyun, hikâye, söz).