Büyük Türkçe Sözlük
* rehine koymak, tutuya koymak.
* Askerlik ödevini bitirenleri ordudan bırakma.
* (askerlik ödevini bitirenler) bırakılmak.
* (askerlik ödevini bitirenleri) bırakmak.
* İngiltere'de üretilen sentetik lif, tergal.
* Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime, ıstılah.
* a) Cebirsel bir anlatımda +...
* serinde dinlenmek.
* Bırakma, ayrılma.
* Vazgeçme.
* Bırakma, ihmal etme.
* bırakmak, ayrılmak.
* salı vermek, vazgeçmek.
* bakmamak, ihmal etmek.
* Eyerin arka bölümü.
* Binek hayvanının sağrısı.
* Tamlama ile ilgili.
* Divan edebiyatında kafiyeleri başka başka olan birkaç bentten oluşan ve her bendin sonunda kafiyeleri aynı birer beyti bulunan bir manzume biçimi.
* Yazılmış bir şeyi çizerek silme.
* yazılmış bir şeyi çizerek silmek.
* Birleşim, birleştirme, bir araya getirme.
* Tamlama.
* birleştirmek, bir araya getirmek.
* Terkibibentte vasıta beytinden önceki beyitlerin oluşturduğu bent.
* üzerinde bulunduğu atın sağrısına bindirmek.
* Terlemek işi.
* Yaprakların gözeneklerinden buhar durumunda su kaybetmeleri.
* Ter çıkarmak, ter dökmek.
* İçindeki suyu ter biçiminde sızdırmak.
* Bir şeyin üzerinde buhar olarak yoğunlaşmak.
* (bıyık) Çıkmaya başlamak.
*...