Büyük Türkçe Sözlük
* Topluca öldürme, kırım, soy kırımı.
* Katmak işi, ilhak.
* Katılmış, eklenmiş, ulanmış, munzam.
* Kıldan veya yünden yapılmış ip, sicim.
* Özel gelirleri olan ve genel bütçe dışında kalan bütçe, mülhak bütçe.
* Satın alınan mal ve yiyecekten alınan peşin vergi.
* Bir şeyin içine, üstüne veya yanına, niteliğini değiştirmek veya niceliğini artırmak için başka bir şey eklemek, karıştırmak, ilâve etmek.
*...
* Cismin üç ana renkteki görüntüsünün tek bir film üzerinde yer aldığı, bir renkli film işlemi.
* Birbiri üzerinde bulunan yassıca maddelerin her biri, tabaka.
* Altında veya üstünde olan kayaçlardan gözle veya fiziksel olarak az çok...
* Gri renkli, sise benzeyen fakat yere kadar inmeyen bulut tabakası, stratus.
* Katmanlaşmak işi.
* Üst üste gelmiş katmanlar durumunda yerleşmek.
* Katmanları olan, katmanlardan oluşan, tabakalı.
* Bir şeyi oluşturan katlardan her biri.
* Arasına yağ ve kaymak sürülerek katlanmış hafif ateşte, kızartıldıktan sonra üzerine fıstık tozu...
* Karışıklık çıkarmak.
* Kat kat, üst üste.
* Katmer yapıp satan kimse.
* Katmercinin işi veya mesleği.
* Katmerleşmek işi.
* Katmerli duruma gelmek.
* Çoğalmak, artmak.
* Arasına yağ ve kaymak sürülerek katlanmış yufka ekmeği.
* Katmeri olan, kat kat olan.
* (Bir durum, bir tutum için) Çok fazla olan, aşırı.
* Çiçekleri güzel bir tür süs çalısı.