Büyük Türkçe Sözlük
* engel olmak, kısıtlamak.
* Gümrük görevlisi.
* Başkalarıyla ilgili eşyayı bir ücret karşılığında gümrükten çıkarma işini üzerine alan komisyoncu.
* Gümrük memurluğu.
* Gümrükten eşya çıkarma komisyonculuğu.
* Gümrüklemek işi.
* (bir malın) Gümrükte giriş işlemini yapmak.
* Gümrüklendirmek işi.
* (bir malın) Gümrük işlemlerini yaptırmak.
* Gümrüklenmek işi veya durumu.
* Gümrüklemek işlemi yapılmak.
* Gümrük vergisi ödenmesi gerekli olan.
* Gümrük vergisi ödenmiş olan.
* Gümrük vergisi ödenmesi gerekmeyen.
* Gümrük vergisi ödenmemiş, kaçak.
* bir işte gereksiz telaş ve ivedilik göstererek herkesten saklamaya çalışarak.
* Susam ve ekin demeti veya yığını.
* Atom sayısı47, atom ağırlığı 107.88, yoğunluğu 10.5 olan, 9600 C ye doğru sıvı durumuna geçen, parlak beyaz renkte, kolay işlenir ve tel...
* Gümüş renginde olan.
* Gümüş parlaklığında, gümüşü andıran renk, gümüşî.
* Bu renkte olan.
* eldeki şey, elde edilmesi güç olan daha değerli bir şeyden üstün tutulmalı.
* Gümüşbalığıgillerden, beyaza yakın gümüş renginde bir deniz balığı (Atherina presbyter).
* Kemikli balıklar takımının, örnek hayvanı gümüşbalığı olan bir familyası.
* Gümüşü işleyen sanatçı veya gümüşten yapılmış eşya satıcısı.