Büyük Türkçe Sözlük
* kurutmak veya göstermek için bir şeyi düz bir yere yaymak.
* Mallarını sergileyerek satan kimse.
* Askıntı, başbelâsı.
* Sergilemek işi, teşhir.
* Bazı şeyleri göstermek, tanıtmak veya satmak amacıyla herhangi bir biçimde, herkesin görebileceği bir yere yerleştirmek, teşhir etmek.
* Vermek...
* Sergilenmek işi veya biçimi.
* Sergilenmek işi.
* Sergilemek işi yapılmak.
* Verilmek veya sunulmak.
* Sergilemek işi veya biçimi.
* Sergi yeri.
* Sergilenenlerin bulunduğu yer, stand.
* Serilmiş olan.
* Yatan (hasta).
* hastalanıp yatağa yatmak.
* Serüven, macera.
* Macerayıseven, maceraya atılan kimse.
* Açma, ayırma.
* (bir anlatım veya kitabı) Açıklama, yorumlama.
* Bir şeyi açıklamak amacıyla yazılmış kitap.
* Açık ve ayrıntılı anlatma.
* açımlamak.
* Dilim, parça.
* Yara.
* Dilim dilim, parça parça.
* Sınır boyu.
* Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi.
* Bir fabrika veya atölyenin uzun bir süre aynı işüzerinde çalıştığı üretim tipi...