Büyük Türkçe Sözlük
* huysuzluk etmek.
* Birinin kenarlarıöbürünün kenarlarının uzantısından oluşan açılardan her biri.
* yanlışyorumlamak, doğru anlam vermemek.
* Sırtüstü yatışta kollarla, bükülü durumdaki dizleri kavrayarak sırt üzerinde baş ve ayak yönünde sallanma (yuvarlanma).
* aykırı durumda olmak, karşıt olmak.
* Olumlu küllî veya olumsuz kısmî olan bir önermenın konusunun tersini yüklem ve yüklemin tersini konu yapma.
* Düzelemeyecek kadar ters.
* yüzükoyun düşmek.
* fena hâlde bozulmak.
* Ters biçimde.
* düşmanca ve öfkeli bir biçimde bakmak.
* Gelişigüzel, rastgele.
* Düzgün gitmeyen, iyi işlemeyen.
* Bir süre kullanılmış olan giysilerin içini dışına çevirmek, anlamında kullanılan ters yüz etmek deyiminde geçer.
* Gerisin geriye.
* geri döndürmek.
* geri gitmek, geri dönüp gitmek.
* gittiği bir yerden istediğini elde edemeden dönmek.
* Gerisin geriye.
* Gemi yapılan yer, gemilik, tezgâh.
* Tersanede kaptan paşadan sonra gelen en yüksek aşamalı ve en yetkili Osmanlı subayı.
* Osmanlı İmparatorluğunda tersanede çalışanların alacaklarını gösteren çizelge.
* Osmanlı İmparatorluğunda deniz subay ve erlerine verilen ad.