Büyük Türkçe Sözlük
* Tanrı'nın adlarından biri.
* Adalet.
* Adaletin, hukukun gerektirdiği veya birine ayırdığı şey, kazanç.
* Dava veya iddiada gerçeğe uygunluk...
* İslâmiyet.
* Bir üretim veya yapım sırasında hak edilmiş durum veya para.
* bir emek karşılığı hakkı olan şeyi elde etmek, hak kazanmak.
* lâyık olduğu (kötü) karşılığı almak.
* bir başarı dolayısıyla ödüllendirilmek.
* yoktur, bulunmaz, ne arar.
* (yapı, şehir vb. için) temelinden yıkıp harap etmek (veya olmak), bütünüyle ortadan kaldırmak (veya kalkmak).
* emeğin karşılığını alabilecek duruma gelmek.
* İshak kuşu.
* birinin düşüncesini, davasını, iddiasını doğru bulmak.
* başkalarının hakkını vermemek.
* haksızlık er geç ortaya çıkar.
* Doğruluk, doğru yol.
* Türk, Moğol ve Tatar hanları için "hükümdarlar hükümdarı" anlamında kullanılan bir unvan.
* Osmanlı padişahlarına verilen unvan.
* Hakan olma durumu.
* Hakanın egemenliğindeki ülke.
* Hakanın yönetimi.
* Onur kırma, onura dokunma, küçültücü söz veya davranış.
* bir şeyi veya bir kimseyi aşağılık ve değersiz gösterecek biçimde davranmak.
* ağır veya küçültücü davranış görmek, aşağılanmak.
* bir sözü veya davranışı hakaret olarak kabul etmek.
* Hakaret içeren, hakaret dolu.
* Rusya'daki Hakas Cumhuriyeti'nde yaşayan Türk halkı ve bu halktan olan kimse.