Büyük Türkçe Sözlük
* Sınırlamalar, kısıntılar.
* Sınırlama, çevreleme, çevresini daraltma.
* sınırlamak.
* Hafifletme, yükünü azaltma.
* hafifletmek, yükünü azaltmak.
* Buğday, arpa, mısır, yulaf, çavdar, pirinç gibi ürünlerin genel adı, hububat.
* Henüz olgunlaşmamış ken kuru ot, silo yemi, kıyılmış yeşil yem olarak kullanılmak üzere biçilen veya biçilmeden otlatılan tahıllar.
* Öğütülmüş susamın koyu sıvı durumu.
* Tahinin şekerle veya pekmezle karıştırılmasıyla yapılan bir tür helva.
* Kirli, koyu sarırenk, tahinî.
* Bu renkte olan.
* Tahin rengi olan.
* Mayalanmış hamurun 1-2 cm kalınlığında açılıp üzerine şekerlendirilmiştahinin serilmesiyle elde edilen malzemenin fırında pişirilmesiyle yapılan...
* Klâsik Türk müziğinde bir birleşik makam.
* Soruşturma.
* soruşturmak.
* Soruşturmalar.
* Soruşturma kurulu.
* Kuvvetlendirme, sağlamlaştırma.
* sağlamlaştırmak, kuvvetlendirmek.
* Bir yeri düşman saldırısına karşı koyabilecek duruma getirmek için yapılan türlü haberleşme, hendek, siper gibi savunma tesislerine verilen ad.