Büyük Türkçe Sözlük
* Dizginlemek işi yapılmak veya dizginlemek işine konu olmak.
* başkasının yönetimini kabullenmek.
* yönetimi eline geçirmek.
* birinin üzerindeki baskıyı azaltmak.
* her türlü bağ ve baskıdan kurtulmak.
* başıboş bırakmak.
* Dizgini olmayan.
* Aşırı olan, engel tanımayan, ölçüsüz.
* Bir iplik veya tel üzerine dizilmiş inci, boncuk gibi şeylerin oluşturduğu bütün, sıra.
* Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin...
* yanı başı.
* Dizilerek, dizim dizim, diziler durumunda.
* Birbirini izleyen ve ayrı bölümlerden oluşan filmler.
* Dizgici.
* Dizi durumunda sıralamak.
* Dizilmiş olan, sıralanmış, mürettep.
* Dizilmek işi veya biçimi.
* Dizilmek işi.
* Dizi durumuna getirilmek, dizmek işi yapılmak.
* Sıraya girmek.
* Dizilmek işi, dizme.
* Söz zincirinde birbirini izleyen ve belli bir birim oluşturan ögeler birleşimi, sentagma.
* Dizilmiş olarak, dizi dizi.
* Bir kitabın veya derginin kişi, konu, yer adı vb. bakımından içindekileri yer numarasıyla belirten ve eserin arkasında yer alan alfabetik liste...