Büyük Türkçe Sözlük
* Ön sezi.
* Bkz. altıncı duygu.
* ezilmek.
* karşılığını vermek, gördüğü iyilik veya kötülüğü karşılıksız bırakmamak.
* girişilen işte başa dert olacak bir durumla karşılaşmak.
* bir işte başa dert olacak bir durumla, bir sorunla karşılaşmak.
* malı, parayı düşüncesizce harcayıp tüketmek.
* bir işi başaramamak, becerememek, üstesinden gelememek.
* kendini savunamamak.
* bir güçlüğü yenmek, başarmak.
* (bir sözün) önemini belirtmek, üzerine dikkati çekmek, vurgulamak.
* yatağına veya donuna küçük abdestini etmek.
* söz veya tutumuyla çevreyi birbirine düşürmek, karmakarışık etmek.
* bir şey bulmak için aramadık yer bırakmamak.
* Altınlaşmak işi veya durumu.
* Altın durumu veya görünümü almak.
* İşlemeli kadın şalvarı.
* Altın sırma veya kılaptanla işlenmiş çizgili ipek kumaş ve bu cins kumaşların üstünde bulunan sırma işlemeli yollar.
*...
* Turunçgillerden, sıcak bölgelerde yetişen bir meyve ağacı, greyfrut (Citrus decumana).
* Bu ağacın kanarya sarısı renginde, tadı acımsı meyvesi...
* Ellerinde veya ayaklarında altışar parmağı olan (kimse).
* İri bir tür palamut balığı.
* Ayrı renkte altı yolu olan kumaş.
* Bu kumaştan yapılan...
* Altı tane fişek alan toplu tabanca, revolver.
* Altı sayısının üleştirme biçimi, her birine altı, her seferinde altısı bir arada olan.
* Bir doğumda dünyaya gelen altı (kardeş).