Büyük Türkçe Sözlük
* Kabuğu dökülmüş.
* Güneşten derisi soyulan (kimse).
* Yer altı boşluklarının tavan ve yan duvarlarında bulunan gevşemiş veya düşebilir kaya parçası.
* Kavlamak işi.
* Kabarıp dökülmek, soyulmak.
* Kavlanmak işi.
* Kavlamak işine uğramak.
* Kavlaşmak işi.
* Kav durumuna gelmek.
* Kavlatmak işi.
* Kavlamasına yol açmak.
* Kavletmek işi.
* Sözleşmek, anlaşmak, söz kesmek.
* Fıtık.
* Fıtıklı.
* İçine genellikle kav konulan torba veya kap.
* Kavline göre, sözüne bakarak.
* Söz, sözleşme.
* Karar vermek, planlamak.
* Kavimle ilgili, etnik.
* Etnografya.
* Bir kavmin kendine özgü özellikleri.
* Bir kimsenin bağlı olduğu kavme göre durumu.
* Kavme bağlılık.
* Kavmiyetten yana olan kimse.