Büyük Türkçe Sözlük
* Altlamak işi.
* Özel diye alınan bir şeye, genel bir kavramın altında yer vermek.
* Altı olan.
* Altı ve üstü birlikte.
* Alt ve üst katta olmak üzere, birlikte.
* Tabak veya bardak altı.
* Hayvanların altına yayılan ot veya saman.
* Arabaya koşulan atların yolları kirletmemesi için kuyruğunun altına...
* Elli dokuzdan sonra gelen sayının adı ve bu sayıyı gösteren rakam, 60, LX.
* Altı kere on, elli dokuzdan bir artık.
* Altmış altı sayı almakla kazanılan bir çeşit iskambil oyunu.
* temelli olmayan bir çözümle durumu kurtarmış görünmek.
* Bir notanın altmış dörtte biri değerinde olan nota.
* Altmış sıfatının üleştirme biçimi, her birine altmış, her defasında altmışı bir arada olan.
* Altmış sıfatının sıra bildiren biçimi, sırada elli dokuzuncudan sonra gelen.
* İçinde altmış tane bulunan.
* Altmış yaşında olan veya görünen.
* Kemanla viyolonsel arası büyük keman, viyola.
* Kontralto.
* "herkes başının çaresine baksın, gücü yetmeyen ne olursa olsun" anlamında kullanılır.
* herhangi bir çatışmada, çekişmede yenilmek.
* yoksul, fakir.
* sert konuşan birine karşı yumuşak, olumlu davranmak.
* gizlice, el altından.
* gizli gizli yenme yollarını kollamak.
* Altın renginde olan.