Büyük Türkçe Sözlük
* İffetsiz, oynak, cilveli (kadın).
* Alüfte olma durumu.
* Suda çözünmeyen, 20500 C de eriyen, beyaz bir toz olan alüminyum oksit (Al2O3).
* Bkz. alümin.
* Atom numarası 13, atom ağırlığı 26,98 olan, gümüş parlaklığında, beyaz, 6600 C de eriyen hafif bir element. Kısaltması Al.
* Alüminyumdan yapılmış.
* Boksit.
* Akarsuların taşıyıp yığdıkları balçık, kil gibi çok ince taneli şeylerin kum ve çakılla karışmasıyla oluşan yığın, lığ.
* Torba biçiminde küçük boşluk veya genişlemiş kısım.
* Emme basma tulumba.
* Nişan yüzüğü.
* Para babası.
* Kana al rengini veren, çekirdeksiz, yuvarlak, küçük hücre, eritrosit.
* Amerikyum'un kısaltması.
* Dişilik organı, ferç.
* Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarar, amma.
* Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir...
* Görmez, kör.
* ne hoş.
* şaşılacak niteliği olan.
* Bir parçanın sevimli ve cana yakın çalınacağını anlatır.
* Erişilmek istenilen sonuç, maksat.
* Gaye.
* Hedef.
* Gaye dışı, hedeflenen amacın dışında.
* bir amaca ulaşma isteğinde bulunmak.