Büyük Türkçe Sözlük
* acı, öfke, heyecan gibi duygularıyatıştırmak, dindirmek.
* Bir şeyi sahibine verme.
* Emanet alınan bir şeyi sahibine geri verme.
* Bırakma, devretme, terk etme.
* Gerçek olduğunu söyleme, doğrulama.
*...
* teslim edilen bir şeyi almak.
* tutsak almak.
* yenilgiyi kabul etmek.
* çekişme sonunda, karşısındakinin istediğini yapmaya razı olduğunu bildirmek.
* bir şeyi sahibine vermek.
* bir şeyin kullanımını, korunmasını veya mülkiyetini vermek, bırakmak, devretmek, terk etmek.
* gerçek olduğunu...
* üstün bir güç karşısında mücadeleden vazgeçip yenilgiyi kabul etmek.
* kendini teslim etmek.
* Bektaşîlerin sembol olarak kullandıkları on iki köşeli yassıtaş.
* Verme ve alma.
* Teslim edilen eşyalar veya yatırılan paralar.
* Teslimat işiyle uğraşan.
* Teslim olma, kendini verme, boyun eğme.
* birinin isteğini olduğu gibi kabul etmek.
* Boyun eğme eğiliminde olan, kabullenmiş.
* Üçe çıkarma, üçleme.
* Hristiyan dininde Tanrı'nın üç ayrıkişiden oluştuğuna inanma.
* Kapsamına alma, genişletme, yayma.
* kapsamını genişletmek, kapsamına almak.
* Adlandırma, ad verme.
* adlandırmak, ad koyma, ad vermek.
* Susamış.
* Çok istekli.
* çok istekli görünmek.