Büyük Türkçe Sözlük
* eksiğini tamamlamak.
* Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı.
* Engelsiz.
* Örtüsüz, çıplak.
* Boş.
* Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal.
* Aralığı çok.
*...
* Saklamaksızın, gizli yer bırakmaksızın, içtenlikle.
* Koyunların ve keçilerin barındırıldıkları üstü açık, etrafı taş duvar veya ölü çitlerle çevrili basit barınak.
* Aptal, sersem, ahmak.
* başarı ve övünç ile.
* Bir malın satışında alıcılar arasında fiyat artırma yarışına dayanan satış.
* Yolculuklarda dönüş tarihi kararlaştırılmamış, belirli bir dönem için geçerli, gidiş dönüş bileti.
* Gümrük sınırlamalarının olmadığı bölge, serbest bölge, serbest mıntıka.
* Para hanesi boş bırakılarak imza edilen bono.
* sınırsız yetki tanımak.
* Üzerine para miktarı yazılmamış, çek.
* Açık duruşma.
* Senet veya çek arkasına kime ödeneceği belirtilmeden imzalanma yoluyla yapılan ciro.
* Denizin, kara sularının dışında kalan bölümü.
* Yakın karalarla çevrili olmayan deniz, engin.
* İçinden sürekli akım geçmeyecek bir yalıtkanla kesilmiş elektrik devresi.
* Genellikle bütün eklem bacaklılarda ve birçok yumuşakçada bulunan atardamar ve kan boşluğundan oluşmuş açık bir dolaşım sistemi.
* Mahkemede herkesin duruşmayı dinleyebileceği oturum.
* Yağlı güreşte pehlivanın kıç üstü düşerek yenilmiş sayılması.
* Yaptırılacak bir işin veya satın alınacak bir malın ucuza sağlanması için işi yapacak veya malı satacak kişiler arasında fiyat düşürme yarışına...