Büyük Türkçe Sözlük
* Birbiriyle toplumsal ilişkiler içinde bulunma.
* Görgü kuralları, adabımuaşeret.
* Aynıyüzyıl içinde olan.
* Çağdaş.
* Muasırlaşmak işi, çağdaşlaşma.
* Çağdaşlaşmak.
* İşlemez, kullanılmaz duruma gelmiş.
* Boş, işsiz.
* Itırlı, güzel kokulu.
* Yardım.
* yardım etmek.
* Yardımcı, yardım eden.
* Bir görevlinin, bir yöneticinin işine yardım eden, yokluğunda yerini ve yetkilerini üzerine alan kimse.
* Muavin olma durumu.
* Muavinin görevi.
* Bayramlaşma, birbirinin bayramını kutlama.
* Bir kimsenin hasta olup olmadığını veya hastalığın nerede olduğunu araştırma.
* Gözden geçirme, araştırma, yoklama.
* bir kimsenin hasta olup olmadığını veya hastalığının nerede olduğunu araştırmak.
* araştırmak, incelemek.
* hekimce bakılmak.
* Araştıran, yoklayan kimse.
* Hekimlerin hastalarını kabul ettikleri yer.
* Belli, belirli, kesin olarak belirlenmiş.
* Kararlaştırılan.
* Belli olma durumu, bellilik.
* Çok büyük, çok iri, koskoca, koskocaman.
* Alışılmışın sınırlarını aşan.
* Güçlü, önemli.