Büyük Türkçe Sözlük
* Dökmek işini yaptırmak.
* Kolaylıkla ve güzel söylemek, yazmak veya oynamak.
* Bir vücudun veya bir organın yapı ögelerinden birini oluşturan hücreler bütünü, nesiç.
* Bir bütünün yapısı ve özelliği.
* Doku bilimiyle uğraşan kimse, bilgin.
* Canlılardaki dokuların oluşum, evrim ve birleşimini inceleyen bilim dalı, histoloji.
* Yara, darbe, iltihap, ur gibi sebeplerle bir organda ortaya çıkan bozukluk, yıpranma, lezyon.
* Dökülmüş.
* Çok eskimiş.
* Dökümlü.
* Dökülmüş olma durumu.
* Bir çeşit üzüm.
* Dökülmek işi.
* Dökmek işi yapılmak veya dökmek işine konu olmak.
* Kır, sokak gibi yerlerde insanlar çokça birikmek.
* Çok eskimiş olmak, değerini ve...
* soyunmak, çok açılmak.
* bir şey uğruna çok para harcamak.
* Dökülmek işi veya biçimi.
* Kalıba dökme işi ve bunun yapılış yöntemi.
* Kalıba dökme yoluyla yapılmış (nesne).
* Kumaşın dökümlü olma niteliği.
* Bir şeyi ayrıntılı olarak...
* Fabrikalarda döküm yapılan yer.
* Dokumak işi, mensucat, tekstil.
* Kumaş olabilen, kumaş yapılabilen.
* Tezgâhta dokunarak elde edilen (kumaş).
* Minder örtüsü, yatak kılıfı...
* Dokuma işinin yapıldığı makine veya araç.
* Dokumacılık yapan kimse.
* Kumaş dokuma işi, sanatı veya dokuma ticareti, tekstil.
* Dokuma sanayii.
* Dokuma tezgâhlarının bulunduğu ve çalıştığı yer.
* Tezgâhta ipliği, çözgü ve atkı durumunda kullanarak kumaş yapmak.
* En ince noktalarına kadar özen göstererek, emek vererek ortaya çıkarmak.
*...