Büyük Türkçe Sözlük
* Deneycilik.
* Alçak veya yüksek frekanslı akımların gerilimini, şiddetini veya gücünü artırmaya yarayan araç, yükselteç.
* İçinde, elektrik akımı ile akkor durumuna gelerek ışık verebilen bir iletkeni bulunan, havası boşaltılmış cam şişe.
* İçinde çoğu kez zerk...
* Bir organı kesip çıkarma.
* Herhangi bir bütünden bir parça kesme veya koparma.
* iki eli üstüne dayanarak bacaklarını havada dikey tutmak.
* Dikey, dikine, dik.
* Omurga kemiği, bel kemiği.
* Dikme, dik durumda.
* Kolayca bükülen ve ateşe dayanan liflerden oluşmuş, bir tür ak asbest.
* Zamanın bölünemeyecek kadar kısa bir parçası, lâhza.
* İki tarla arasındaki sınır.
* Zihin.
* Geleneğe dayanan, geleneksel.
* Çocuğu olan kadın, anne.
* Yavrusu olan dişi hayvan.
* Dince aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı.
* Yaşlı kadınlara saygılı bir...
* Arıbeyi.
* sövmek, küfretmek.
* Ana ile babanın oluşturduğu birlik.
* aynı ana ve babadan olan (kardeşler).
* ana ve babanın verdiği para ile geçinmek.
* Çok kalabalık.
* Sıkıntılı kalabalık, telaşlı, tehlikeli zaman, yer veya durum.
* nazlı büyütülmüş çocuk.
* Üniversite veya fakültelerde bölümlerin alt bilim veya uzmanlık dalları.