Büyük Türkçe Sözlük
* İlgisiz, aldırmaz (bir biçimde).
* Aldırmazlık, ilgisizlik, umursamazlık, lâkaydî.
* Bir yere mal olmaktan çıkararak defterde bu durumu belirtmek.
* Tahtadan yapılmış, altında tekerlekler bulunan üzerinde kayılan alet.
* Kaykılmak işi.
* Arkaya doğru eğilerek, yaslanarak oturmak.
* Kaykıltmak işi.
* Kaykılmasını sağlamak, kaykılmasına sebep olmak.
* Kaymak (II) işi.
* Herhangi bir sebeple filmin atlaması veya görüntünün perdeye tam olarak gelmemesi.
* Bir şeyin en büyük payını, kârını ele geçirmek.
* Sütün yüzünde zar durumunda toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman.
* Sütü yayvan kaplar içinde ve hafif ateşte tutarak elde edilen koyu...
* Sütün veya bir sıvının üzerinde kaymak oluşmak, kaymaklanmak.
* Bembeyaz ve pürüzsüz.
* Tadı güzel ve yumuşak.
* Özen isteyen baskılarda kullanılan, düzgün, parlak, pürüzsüz kâğıt, kuşe kâğıdı, papyekuşe.
* Bir toplumun seçkin ve zengin kesimi.
* Kaymak tabakası.
* Parlatılmaya elverişli, yumuşak, beyaz, yarı saydam bir tür mermer, su mermeri, albatr.
* Yağı alınmış süt.
* Bir ilçenin en büyük yönetim görevlisi, ilçe bey.
* Yarbay.
* Kaymakam olma durumu.
* Kaymakamın görevi.
* Kaymakamın makamı ve bu makama bağlı resmi dairelerin bütünü.
* İlçe, kaza.