Büyük Türkçe Sözlük
* Savunucu.
* Bir davada, davacı veya davalının haklarını savunan (kimse).
* Karışma, araya girme.
* Bir dava sonucu verilecek olan kararın, dolaylı olarak etkileyeceği üçüncü kişilerin davaya katılmaları.
* karışmak, araya girmek, el atmak.
* Karışan.
* Davaya müdahale eden.
* Minnet.
* minnet etmek.
* Yüze gülme, yüze gülücülük, dost gibi görünen.
* dost gibi görünmek, yüze gülmek.
* Bir yandan sermaye, öte yandan emek konularak kurulan şirket.
* (hastaya) Bakan.
* Bir yere sürekli olarak giden (kimse), gedikli.
* bir yere sürekli gidip gelmek.
* Dava eden, bir savda bulunan (kimse), savlayıcı, davacı.
* Davalı.
* Savcı.
* Savcılık.
* Süre.
* Süreli, süresi olan.
* Süresiz, süresi olmayan.
* Tedbirli.