Büyük Türkçe Sözlük
* söz veya davranışa başka bir anlam verebilmek.
* Padişah buyruklarına çekilen tuğra.
* Bu tuğrayıtaşıyan buyruk.
* Nişancı.
* Durdurma.
* (bir suç dolayısıyla birini) Tutuklama.
* tutuklamak.
* Tutuk evi.
* Vekil etme.
* birini vekil etmek.
* Doğurtma, doğurma.
* Sebep olma, oluşturma.
* doğurmak, doğurtmak.
* sebep olmak, oluşturmak.
* Vakıf mallarına bakma görevi.
* Hz. Musa'ya bildirilen Tanrı buyruklarını kapsayan, İbranîlerin din kitabı.
* Bir anlatım inceliği elde etmek için birden çok anlamı olan bir sözün yakın anlamının değil de uzak anlamının kullanılması sanatı.
* Genişletme, yayma.
* genişletmek, yaymak.
* Akrostiş.
* Belgeleme.
* belgelemek, belgeye bağlamak.
* Dağıtma, üleştirme.
* Dağıtım işleri ile uğraşan büro.