Büyük Türkçe Sözlük
* Cayırdamasına sebep olmak.
* Bez veya kâğıt gibi şeylerin yırtılırken çıkardıkları ses.
* Hafif ve ince yağan yağmur, çisenti.
* Yağmur çiselemek.
* (çocuk dilinde) Ateş.
* Kızgın yağın içine bir şey atılınca çıkan ses.
* cız diye ses çıkarmak.
* acı duymak.
* Bir tür büvelek.
* Izgarada pişirilmiş (et).
* Çizdirmek işi.
* Çizmek işini yaptırmak.
* Ağacı çizmeye yarayan, çember kesitli, ucu sivri ve ağaç saplı el aracı.
* Çizgilerle bölümlere ayrılmış kâğıt, cetvel.
* Toplu hâlde Türk müziği icra edilirken kullanılan bir yaylı çalgı türü.
* Bir olayın çeşitli durumlarını göstermeye veya birkaç şey arasında karşılaştırma yapmaya yarayan çizgilerden oluşmuş biçim, grafik.
* Çizilerek veya çeşitli yollarla oluşmuş iz, çizi, hat.
* Yüz ve vücut hatlarının her biri.
* Bir noktanın yürütülmesiyle oluşan biçim.
* Temel...
* bir noktayı hat biçiminde çeşitli yönde uzatmak.
* bitirmek, sona erdirmek.
* Bir konuyla ilgili olarak kişilerinin hareketlerini belirtecek yolda art arda çizilmiş resimlerden oluşan sinema filmi.
* Plân veya haritanın alt köşesinde yatay bir çizgi ile gösterilen, harita üzerindeki uzunluğun gerçekte ne kadar uzunluğa karşılık olduğunu...
* Yalnız çizgilerle yapılmış resim.
* Konuyu ve olaylar zincirini kesintisiz olarak resimleme yöntemiyle okuyucuya sunan anlatım tarzı.