Büyük Türkçe Sözlük
* Estetik.
* Olağan bir durumda, herhangi bir sıkıntıya uğramadan.
* güzelleşmek.
* Edebiyat, müzik, resim, heykel, mimarlık, tiyatro gibi insanda coşku ve hayranlık uyandıran sanatlar.
* Harflere güzel biçimler vererek yazma sanatı, hüsnühat, kaligrafi.
* Patlıcangillerden, 100-150 cm yükseklikte, atropin denilen zehirli ilâcın çıkarıldığı pis kokulu, çok yıllık ve otsu bir bitki (Atropa belladonna).
* Güzele yakın, güzel gibi.
* (güzelce) İyice, adamakıllı.
* Bkz. nergis zambağı.
* değer verilen, sevilen.
* teklifsiz bir seslenme olarak kullanılır.
* Halk edebiyatında konusu aşk olan, lirik bir şiir türü.
* Şen, sevinçli duyguları anlatan türkülerde özel bir ezgi.
* Güzelleşmek işi.
* Güzel bir durum almak.
* Güzelleştirilmek işi.
* Kendisine güzellik verilmek, güzel duruma getirilmek.
* Güzelleştirmek işi.
* Güzellik vermek, güzellik kazandırmak.
* Estetik bir zevk, coşku, hoşlanma duygusu uyandıran nitelik, hüsün.
* Okşayıcı söz veya davranış, iyilik, yumuşaklık.
* Ahlâk ve fikrî...
* Kadınların yüz ve vücut bakımlarının yapıldığı yer.
* Yüz ve vücut güzelliği göz önünde bulundurularak yapılan yarışmalarda birinciliği kazanan kız.
* Makyaj malzemesi.