Büyük Türkçe Sözlük
* Askerlik ödevini tamamlamış, terhis olmuşer.
* Dava özetlerini yazan görevli.
* Tezkere yazarı.
* işine son vermek, kovmak.
* Bkz. tezkere.
* Tezkereci.
* Temize çıkarma, aklama.
* Bir kimsenin iyi bir insan olduğunu kendisini tanıyanlardan soruşturarak ortaya çıkarma.
* Doğruluğuna güvenilmez (kimse).
* ahlâkça kötü tanınmışken durumunu düzeltmek.
* Tezlemek işi veya durumu.
* Bir şeyi çabuklaştırmak.
* Tezleşmek işi.
* Çabukluk kazanmak, çabuklaşmak.
* Tezleştirmek işi.
* Bir işi çabuklaştırmak, acele ettirmek.
* Tezi olan, bir iddia ileri süren.
* Tez olma durumu, tezleşme.
* Bkz. tezlik fiili.
* Türkçede herhangi bir fiilin zarf-fiil ekiyle vermek fiilinin birleşmesinden oluşan ve kavramda çabukluğu, kolaylığı, yardımı gösteren iki...
* Bir tür yemek.
* Yalan söyleme.
* Ara bozma ve özellikle kötülük amacıyla yapılan kovculuk.
* Yalan dolan şeyler, kovculuklar.