Büyük Türkçe Sözlük
* Bilgece.
* Buyururcasına, hükmedercesine.
* Egemenlik.
* Ulusal egemenlik, millî egemenlik.
* Sözünü geçirme, buyruğunu yürütme durumu.
* Yargıçlık.
* Aşağı görülen, değersiz, hor.
* önemsememek, değer vermemek, küçümsemek, küçük görmek, hor görmek.
* (dinde) Tanrı sırrına erişip manevî güç kazananlar.
* Hak (II) işleri yapan sanatçı, oymacı.
* Hak ve adalete uygunluk, doğruluk, nasfet.
* Hakketmek işi.
* Maden, ağaç, taş zerine elle yazı veya şekil oymak.
* Yazıver şekilleri kazıyarak silmek.
* birinin payından başkası almış olmak.
* birinde veya bir şeyde emeği olmak.
* kutsal şeyleri anlatan kelimelerden sonra getirilerek ant içmek için söylenir.
* onun iyiliklerine, emeklerine karşılık olarak ne yapılsa azdır.
* payı, alacağı, hissesi olmak.
* sözünde, düşüncesinde, iddiasında haklı olmak.
* doğru düşünüyor, doğru söylüyor, doğru davranıyor.
* Seçme hakkı, muhayyerlik.
* Bir toplantıda bulunma karşılığı alınan para, oturum ücreti.