Büyük Türkçe Sözlük
* İçinde veya üzerinde lâstik bulunan.
* Türlü anlamlar verilebilen (söz, konuşma).
* Değişik anlamlara gelebilen, farklı değerlendirilebilen konuşma.
* İnce iplik ile çok sık dokunmuş yünlü kumaş.
* Bu kumaştan yapılmış olan.
* Dar ve kalınca tahta.
* Osmanlılarda ilmiyenin giydiği bir tür üstlük.
* (Karaip dilinden) Bazı türleri evlerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, bazı türlerinden de dokumalık iplik elde edilen bir tür palmiye (Latania...
* Bazı bitkilerin genellikle süt görünüşünde olan öz suyu.
* Özünde lâteks bulunduran.
* Sıcak, nemli iklimlerde oluşan, parlak kırmızı veya kahverengiye çalan kırmızı renkli, demir oksit ve alüminyum bakımından zengin toprak.
* Özünde lâterit bulunduran.
* Kolu çevrilerek çalınan, sandık biçiminde bir tür org.
* Lâterna yapan, satan veya çalan kimse.
* Yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan.
* Lâtif olarak, hoş.
* Şaka.
* şaka etmek.
* şaka kaldırmak.
* şaka yaparken bile incelikten ayrılmamak gerek anlamında kullanılır.
* Şakacı.
* Lâtif olma durumu.
* İlkel yöntemlerle ve düşük verimle işletilen geniş tarım alanları.