Büyük Türkçe Sözlük
* Yazmak, karalamak.
* Çiziktirmek.
* Çiziktirmek işi.
* Çabucak çizmek.
* Baştan savma yazmak.
* Cızıldamak işi.
* Cızırdamak.
* Çizilmiş olan.
* Çizilmek işi veya biçimi.
* Çizilmek işi.
* Çizmek işine konu olmak.
* Cızırtı.
* Cızırtısı olan.
* Belli bir kurala göre ve genellikle yalnız cetvel ve pergel yardımıyla bir şeklin çizilmesi.
* Çizim yapan kimse.
* Çizgi durumunda, sırayla.
* Ufak sıyrık.
* Bir yazıda üzeri çizilen yer.
* Pişmekte olan kebabın, yağda kızartılan yiyeceğin, kesilen camın veya yazı yazarken kamış kalemin çıkardığı sesi anlatır.
* Cızırdamak işi.
* Cızır cızır ses çıkarmak.
* Boğazındaki gıcıktan dolayı kesik ve ince ses çıkarmak.
* Cızırdatmak işi.