Büyük Türkçe Sözlük
* çok akıllı ve yaramaz (çocuk).
* bilinmesi ve hatırlanması güç şeyleri bilmek, çok kurnaz ve açık göz olmak.
* Şeytan olma durumu.
* Hile, kurnazlık.
* şeytanca bir davranışta bulunmak, kurnazlık etmek.
* Bazı deniz böceklerinin koni biçimindeki kavkısı.
* Bkz. Küsküt.
* Maydonozgillerden, Orta Asya'da ve Akdeniz ülkelerinde yetişen, kalın köklü, sarıçiçekli, pis kokulu bitki (Ferula assa-foetida).
* Bu bitkiden...
* Tırnağın yanında oluşan, rahatsız edici, sertleşip kalkmışüst deri.
* Çan çiçekgilerden, birçoğu dağlarda yetişen bir çeşit bitki (Phyteuma).
* Gezgin, turist.
* Akışkan.
* Eşit olarak.
* Belli bir yeri olmayan, gezici, gezgin.
* Kolay taşınabilen, katlanarak taşınabilir duruma getirilebilen, portatif.
* Harekâtta veya acil durumlarda kullanılmak üzere motorize, gezgin hastahane.
* İlk yardım çantasıniteliğinde sağlık malzemesinin bulunduğu dolap...
* Belli bir satış yerinde çalışmayan, tüketicinin bulunduğu yere giderek malını satışa sunan kimse.
* Gezegen.
* Din bakımından yapılan kötülükler, günahlar.
* Dul (kadın).
* Kötülük.
* Yanlış veya kötü bir davranışsonucu karşılaşılan kötü durum.
* Uygun, yaraşır, bir şeye değer.
* Doğumun doğal olmadığıdurumlarda karın ve döl yatağının kesilerek bebeğin alınması.