Büyük Türkçe Sözlük
* Göz yaşarmak, ağlayacak duruma gelmek.
* Dolu olma durumu.
* Doldurma işi.
* Ayın tam bir daire olarak dolgun, parlak görüldüğü evre, bedir.
* gereğinden çok olmak, gereğinden çok kaplamak.
* Dolmak işi veya biçimi.
* Doluşmak işi.
* Bir yerde toplanmak, bir araya gelmek.
* Doldurulacak miktar.
* Embriyonun, bütün organları belirdikten sonra aldığı ad, cenin.
* içinden çıkılmayan güç bir durum karşısında söylenir.
* Asklı mantarlardan, toprak içinde yumru biçiminde yetişen, yenilebilen bir bitki, yer mantarı, keme (Tuber melanosporum).
* Domalmak işi veya biçimi.
* Domalmak işi veya durumu.
* Dizler bükük, baş ileride, çömelmiş bir durum almak.
* Domaltmak işi veya durumu.
* Domalmasını sağlamak.
* Patlıcangillerden, yaprakları tüylü, çiçekleri salkım durumunda, vitamince zengin, kırmızı ürünü için yetiştirilen bir bitki (Lycopersion...
* Ana maddesi domates suyu olan çorba.
* Yemeklere tat ve lezzet vermek için domatesten yapılan salça.