Büyük Türkçe Sözlük
* Sezaryen ameliyatı olmuş(kadın veya doğum).
* Sezaryen ameliyatı olmamış(kadın veya doğum).
* Sezdirmek işi veya biçimi.
* Sezdirmek işi.
* Sezmesine yol açmak, belli etmek, hissettirmek.
* Sezme yeteneği, feraset.
* Sezme gücü yerinde olan kimse.
* Gerçeğin deneye veya akla vurmadan, doğrudan doğruya kavranması.
* Bilginin sezgiyle elde edilebileceğini savunan öğretilerin genel adı.
* Sezgi ile edinilen, sezgiye dayanan.
* Sezgili.
* Sezgi.
* Sezilmek durumu.
* Bir şey, bir durum anlaşılmak, hissedilmek.
* Sezindirmek işi.
* Sezinlemesini sağlamak, sezdirmek.
* Sezinlemek işi, sezme.
* Sezer gibi olmak, sezmek.
* Sezinlemek işi veya biçimi.
* Sezinmek işi veya durumu.
* Bkz. Sezinlemek.
* Sezmek işi veya biçimi.