Büyük Türkçe Sözlük
* aynı sonuca varmak.
* Aynı durumunu koruyarak, belli durumunu değiştirmeden.
* insan talihinin her an değişebileceğini ve bunun olağan karşılanmasını öğütler.
* Çok kısa.
* Çok az.
* çok kısa boylu kimse.
* sıkıntı veya yalnızlık yüzünden iki dost (bile) birbiriyle dalaşır, anlamsız konuşur.
* bir kimseye çok kızmak veya çok öfkelenmek.
* anlaşmak, uyuşmak, bağdaşmak.
* gerektiği zaman kullanmak üzere hazırda tutmak.
* Aslında.
* Bir kez, bir defa.
* Bir defaya mahsus olarak.
* çok fazla gürültü, patırtı, telâş olmak.
* güzel şeyi herkes ister, ama o, ancak bir kişiye kısmet olur.
* şen sözler ve davranışlarla çevresine neşe saçanlar için söylenir.
* aynı zamanda birden çok işle ilgilenmek başarı için sakıncalıdır.
* bir karıkocanın çocuklarının, yakınlarının yanlarında bulunmadığını veya hiç çocukları olmadığını anlatır.
* gerektiğinde kullanılmak için bir yere koymak.
* saklamak, biriktirmek.
* Koşarak, koşa koşa, çabucak.
* birinden, gücünün yetmediği bir özveriyi beklememek gerekir.