Büyük Türkçe Sözlük
* Dönelemek işi.
* Dolaşmak, dolaşıp durmak.
* Dönelmek işi.
* En yüksek noktaya çıktıktan sonra alçalmaya başlamak.
* Belli özellikleri olan zaman parçası, devre, devir, periyot.
* Bir çağ içinde belli özellikleri olan sınırlı süresi.
* Yasama meclisinin iki...
* Bir yolun yön değiştirdiği yer, viraj.
* Bir durumda, tutumda, davranışta, düşüncedeki aşama.
* Yer küresi üzerinde, güneş ışınlarının yılda iki kez dik açı ile geldiği, sıcak kuşağın kuzey ve güney sınırlarını oluşturan ve eşliğin 23° 27°...
* Güneş'in ilkbahar noktasından art arda iki geçişi arasındaki süre (365 gün 5 saat 48 dakika 46 saniye).
* Dönence ile ilgili.
* Ay'ın ilkbahar noktasından geçen saat dairesinden art arda iki geçişi arasındaki süre (27 gün 1 saat 43 dakika).
* Münavebeli.
* Dönenmek işi.
* Olduğu yerde veya bir şeyin çevresinde dönmek.
* Fırsat kollayarak istediği bir şeyin çevresinde dönmek.
* Dönmekte olan, dönen, dönecek biçimde düzenlenen.
* Bir eksene geçirilmiş etlerin döndürülerek pişirilmesiyle yapılan kebap, döner kebap.
* Arkalı önlü ayna, iki tarafı da aynalı cam.
* İki yüzlü, riyakâr (kimse).
* Üç veya dört kanatlı, düşey ekseni çevresinde dönerek geçiş sağlayan kapı.
* Yol ortalarına inşa edilmiş aksi yöne veya sola dönüşleri sağlayan ada.
* Bkz. döner.
* Kulelerin üzerine kurulmuş kendi ekseni etrafında yavaşça dönen kule.
* Bir oyunun sergilenmesi sırasında kolayca dönüp seyircilerin önüne geçebilecek, kullanıma hazır sahne.