Büyük Türkçe Sözlük
* Tilmiz olma durumu.
* Tabiatüstü işler yapabileceğine inanılan güç.
* Büyülü şey, muska.
* Çare, önlem, kuvvet.
* Tılsımı olan.
* Bir silâhı, bir telsiz istasyonunu vb. yi çalıştırmak için kurulan topluluk.
* Silâhlıkuvvetlerde, belirli bir iş veya hizmeti başarabilecek...
* Yara bakımı.
* Ağaç bakımı.
* Binek hayvanlarının kıllarını, derisini temizleme.
* Anadolu Selçukluları ve Osmanlılarda, belirli görev ve hizmet...
* yaralara bakmak, iyileştirmek.
* binek hayvanlarının kıllarını, derisini temizlemek.
* Tımar yapan kimse.
* Pansumancı.
* Tımar sahibi.
* Akıl hastahanesi.
* Delice işler yapan (kimse).
* Tımarhaneye kapatılmasını gerektirecek kadar akıl hastası olan.
* Tımarlamak işi veya durumu.
* Tımar etmek.
* (binek hayvanı için) Tımar edilmiş.
* (yara ve hasta için) Bakılmış, tedavi edilmiş.
* (ağaç, toprak vb. için) Bakılmış, işlenmiş.
* Tımar...
* Üstü deri ile kaplı, bakırdan yapılan ve küre biçiminde bir tür davul.
* Sürüngenlerden, sıcak bölgelerin akarsularında yaşayan, kalın derili, uzun kuyruklu, iri bir hayvan (Crocodilus).
* Bu hayvanın derisinden yapılan.
* Örneği timsah olan sürüngenler takımı.
* Sembol, örnek, simge.
* Çok tıkız.
* Göğüs kemiği arkasında bulunan iç salgıbezi, özden.
* Tınlayan şeyin çıkardığı ses, tınlama sesi.