Büyük Türkçe Sözlük
* birine karşı duyulan güven ve inancı yitirmek.
* İthalâtta bir malın bedeli, sigortası ve navlunu giderleriyle birlikte olmak üzere maliyeti.
* Pamuk kozası.
* Şırası alınmışüzüm posası.
* Bedenî veya ruhî bir hastalığın son bulması, hastalıktan kurtulma, onma.
* iyi olmak, onmak.
* bir kimseye ilâç verilirken "iyi olması, fayda sağlaması dileğiyle" anlamında kullanılır.
* Demet hâlinde çiçek açan ve küçük bir saraypatına benzeyen otsu bir bitki (Erigeron).
* iyi etmek, sağlığına kavuşturmak.
* Hastahane.
* Ağızdan, sözle söyleyerek.
* Ağızdan, sözlü.
* aksıranlara, banyodan çıkanlara veya ilâç içenlere söylenen bir iyi dilek sözü.
* Sağlığa yararlı olan.
* Şifası olmayan.
* Bir kimsenin görev, ödev, toplumsal veya hukukî bakımdan yeri ve özelliği.
* Yüz, kılık ve dışgörünüş.
* Bir ismi, nitelik, nicelik, yer, sıra...
* Bir cümlede sıfatların oluşturduğu ayrı ayrı unsurlar.
* Sıfatların kendilerinden sonra gelen bir adı niteleyerek veya belirterek kurduğu tamlama.
* Fiilden -an (-en), -r (-ır, -ir, -ur, -ür), -acak (-ecek) gibi eklerle türetilmiş isim ve sıfat görevinde kullanılan kelimeler, ortaç, partisip.
* Sıfat-fiillerin cümlede birlikte kullanıldıkları kelimelerle oluşturduğu grup.
* Sıfatlandırmak işi.