Büyük Türkçe Sözlük
* Dalkavukça davranmaya başlamak.
* Dalkavuk olma durumu veya dalkavukça davranış, şaklabanlık.
* dalkavuğa yaraşır biçimde davranmak.
* Kılıcını çekmiş olan.
* Kılıcını çekmiş olarak, yalın kılıç.
* Kabuk böcekleri familyasından, fındık ağaçlarında yaşayan kın kanatlı böcek (Anisandrus dispar).
* Zorlu esen rüzgâr.
* Kabuk altındaki odun katında oyuklar açarak dişbudak sürgünlerini ve zeytin dallarını kurutan kın kanatlı böcek (Hylesinus oleiperda).
* Dallamak işi.
* Budamak.
* Dallandırmak işi.
* Dallanmasına yol açmak.
* Bir işi, bir sorunu büyütüp karışık duruma getirmek.
* bir iş, bir sorun büyüyerek karışık duruma gelmek (getirilmek).
* Dallanmak işi veya biçimi.
* Dallanmak işi.
* Dal vermek.
* Yayılmak, genişlemek.
* (bir iş, bir sorun) Karışık, güç bir duruma girmek.
* ağaçta dalları eğecek kadar çok meyve olmak.
* Dalları olan.
* Üzerinde dalları, çiçekleri olan (kumaş).
* Karışık bir duruma girmiş olan, çapraşık.
* Çok renkli, canlı.
* Dalmak işi.
* Güreşçinin ayaktayken, birden eğilerek, rakibinin belden aşağı herhangi bir yerini kapması.
* Suyun içine bütünüyle ve hızla girmek.
* Bir yerin içine girmek.
* Başka bir şeyle uğraşamayacak veya başka bir şeyi düşünemeyecek biçimde...