Büyük Türkçe Sözlük
* bir davranışla birden çok yararlı sonuca ulaşmak.
* bir kadeh içki içmek.
* Adamakıllı.
* Aralarında yalnız çarpma, bölme, kuvvete yükseltme, kök alma işlemleri yapılacak olan (nicelikleri gösteren terim).
* çok zayıf.
* kendini iyi hissetmemek.
* (tekrarlı kullanıldığında) işin yapılmasının da, yapılmamasının da aynı derecede kötü olduğunu belirtir.
* hiçbir biçimde, hiçbir yolla.
* eşit saymak, eşit görmek.
* Geçmiş zamanda, eskiden, vaktiyle.
* bir masala başlarken, "eskiden" anlamında söylenen bir tekerleme.
* masal gibi geçip gitmiş, artık hayal olmuş.
* bir çatı altında dirlik düzenlik içinde yaşamak.
* -den başka, sayılmazsa, hariç tutulursa.
* bir varlığa çok değer verildiğini anlatmak için kullanır.
* bir taraftan (tarafta), hem ... hem.
* şimdiye değin görmediği şaşılacak yeni bir şeyle karşılaşmak.
* (karıkoca) evli bulunmak.
* (karıkoca birlikte) uzun bir ömür sürmek.
* birçok, pek çok, bir sürü.
* kötü durumda olanlara bakarak kendi durumunun değerini bilmek.
* Bir kez.