Büyük Türkçe Sözlük
* Sapsarı, koyu sarı.
* Kehribardan tespih, ağızlık gibi şeyler yapan veya satan kimse.
* Yumurta, un ve şekerden, genellikle içine çekirdeksiz kuru üzüm veya kakao vb. konularak yapılan, fırında pişirilen tatlı çörek.
* Tane ve...
* Keyifli bir durum anlatılırken "ne güzel, ne iyi" anlamında söylenir.
* Bkz. kekâ.
* Kekeme.
* Kekeme.
* Kekelemek işi.
* Damak sesleriyle başlayan kelimeleri ve heceleri tekrarlayarak ve keserek konuşmak.
* Ne söyleyeceğini şaşırıp kelimeleri birbirine karıştırmak.
* Kekelemek işi veya biçimi.
* Kekemelik.
* Damak sesleriyle başlayan kelimeleri ve heceleri tekrarlayarak birdenbire söyleyen ve keserek konuşan kimse.
* Kekemeleşmek işi.
* Kekeme durumuna gelmek.
* Kekeme olma durumu, kekemelik.
* Ballıbabagillerden, karşılıklı küçük yapraklı, beyaz, pembe, kırmızı başak durumunda çiçekleri olan ve çiçeği bahar gibi kullanılan, odunsu...
* Kekikten elde edilen ve genellikle geleneksel halk tedavisinde kullanılan kokulu yağ.
* Üzerine veya içine kekik konulmuş olan.
* Sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş (Perdrix).
* Alımlı, güzel kadın.
* Aptallık etmek.