Büyük Türkçe Sözlük
* Güzel, alımlı, hareketli.
* Tadı acımtırak, ekşimsi ve buruk olan.
* Kekre olma durumu.
* Tadı az kekre olan.
* (Koku için) Genzi yakan, buruk.
* Surat asık, yüzü gülmeyen (kimse).
* (Tat ve koku için) Kekremsi olma durumu.
* Asık suratlı olma, yüzü gülmeme.
* Tadı kekreye benzeyen.
* Vücudun kıllı yerlerinde üreyen bir tür mantarın, kılların dökülmesine yol açtığı bulaşıcı bir hastalık.
* Bu hastalığa tutularak saçı dökülmüş...
* İlgisi olsun olmasın her şeye karışan.
* Kendisini ağa gibi göstermek isteyen zavallı kimse.
* Bkz. kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur.
* Söz.
* Söyleyiş biçimi, söyleme.
* Tanrı'nın varlığını ve İslâm dininin doğruluğunu konu edinen bilim.
* Kur'an-ı Kerim, Kur'an.
* Özdeyiş.
* Leylekgillerden, yeryüzünde yalnız Birecik'te, Fırat vadisini çeviren kayalarda yaşayan uzun gagalı bir kuş (Geronticus eremita).
* Birçok ihtiyaç varken gereksiz özenti ve gösterişi belirtir.
* Boğa, tosun.
* Pul kanatlılardan, vücudu, kanatları ince pullarla ve türlü renklerle örtülü, dört kanatlı, çok sayıda türleri olan böceklere verilen genel ad...
* Otomobilde ön kapı penceresinde ekseni çevresinde dönerek açılabilen veya sabit bulunan küçük cam.
* İki çeneklilerden, aydınlık oda ve salonlarda zengin renkli ve çok dallı bir süs bitkisi.
* Burundan tutturularak kullanılan sapsız gözlük.
* Bir cins yaban yoncası.