Büyük Türkçe Sözlük
* Çomaklamak işi.
* Çomakla vurmak.
* İri köpek, çoban köpeği.
* Tahta kepçe.
* Çömelmek işi veya biçimi.
* Çömelmek işi.
* Dizlerini bükerek topukları üzerine oturmak.
* Çömeltmek işi veya durumu.
* Çömelmek işini yaptırmak.
* Para ve malını esirgemeden veren, eli açık, selek, semih.
* Verimli.
* sakınmadan, esirgemeden bol bol vermek.
* Cömert bir biçimde, sakınmadan, bol bol.
* Cömertleşmek işi.
* Cömertçe davranmak.
* El açıklığı, verimlilik, semahat, mürüvvet.
* Medreselerde müderrisin hizmetine bakan ve ondan ders alan öğrenci.
* Birinin kendi işini öğreterek yetiştirdiği kimse.
* Müderrisin yanında öğrencilik etme.
* Birinin sözünden çıkmama, davranışlarına uyma durumu.
* Toprak tencere.
* Basit ve güvenilmez hesap.
* Çömlek içinde pişirilen et yemeği.