Büyük Türkçe Sözlük
* telâşla çare aramak.
* bir iş yapmak için telâşla sağa sola koşmak.
* Birlik.
* Tam, kusursuz, mükemmel.
* evde, kapalı bir yerde kalmak zorunda olmak.
* bir işe büyük bir özen ve önem vererek girişmek.
* Gözlüklü kimse.
* "anne ve babanın bütün emek ve didinmesi evlât içindir" anlamında kullanılır.
* çok isteyerek veya özleyerek beklemek.
* Toplama, çıkarma, çarpma ve bölmeden oluşan, matematiğin dört temel işlemi.
* Bıyığı yeni terleyen (delikanlı).
* Kalın ve gür kaşlı.
* Kare biçiminde.
* çok keyiflenmek, çok zevk duymak.
* işi her zaman yolunda olanlar için söylenir.
* çaresiz ve umutsuz kalmak.
* Dört yolun birleştiği yer.
* Dört yolun birleştiği kavşak.
* Dört yüzü olan çok yüzlü.
* Tabanı üçgen olan piramit.
* Oyunda, atılan zarların ikisinin de dört benekli olan yanlarının üste gelmesi.
* Dört kenarı olan çokgen, dört kenar.
* Dörtgen.
* Dörtlemek işi.
* Bir gazelin her beytinin başına iki dize katılarak yapılan nazım biçimi, terbî.
* Tarlayı dört kez sürme.