Büyük Türkçe Sözlük
* bir sorunda, bir olayda sözleşmiş gibi, ağız birliği yapmak.
* kıyasıya dövüşmek.
* aralarında aşırı geçimsizlik olmak.
* Tekçi, monist.
* Tekçilik, monizm.
* Çok sayıda olan kimse veya şey.
* Oldukça çok, sayısı belirsiz, bir hayli, müteaddit.
* Bir defada, hepsi bir arada.
* Ansızın, hemencecik.
* Birlikte, beraberce.
* Ansızın, hemencecik, beklenmedik bir sırada.
* Oyuncuların birbirinin üstünden atlayarak oynadıkları bir oyun.
* (buğday, arpa, nohut, fasulye gibi ürünler için) toprak, kullanılan tohumun belli bir katı kadar ürün vermek.
* eklemek, abartmak, bire bin katmak.
* çok abartmak.
* Verilen ölçüdeki karşılık, miktar.
* İki kümenin elemanları arasında, bir elemana karşı, bir eleman alınarak yapılan eşleme.
* Etkisi kesin olan.
* İstenildiği gibi, uygun.
* etkisini hemen ve kesin olarak göstermek.
* Bir sayısının üleştirme sayı sıfatı, her birine bir.
* Her biri ayrı olarak.
* Tek veya birkaçı bir likte olarak.