Büyük Türkçe Sözlük
* Bir şeyin sayısını dörde çıkarmak.
* Dört parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden dört tane bulunan.
* İskambil, domino gibi oyunlarda üzerinde dört işareti bulunan kâğıt veya...
* Dört takımın katılımı ile oynanan final maçları.
* Dört taneden oluşmuş, dört tane alabilen.
* Birlik notanın dörtte biri uzunluğunda nota.
* Dört dizelik bölümlerden oluşmuş şiir veya şiir...
* Atın en hızlı koşma biçimi.
* Bir işi çok çabuk yapma, acele etme.
* (at için) Dörtnal koşarak.
* dörtnal koşturmaya başlamak.
* dörtnal koşmak.
* Kürek yarışlarında sancak ve iskelesinde ikişer tek küreği olan tekne.
* Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi koyu renkli olan (at).
* Bu renkte olan (at donu).
* Dağ, ulu ağaç gibi yüksek şeylerin tepesi, en yüksek yeri, zirve, şahika.
* En üstün başarı düzeyi.
* Yüksek dağlarda, doruk uçlarını birbirine bağlayan ve bitişik iki aklanı ayıran sınır.
* Aşıdan gelişen sürgünün dik uzaması ile oluşan ve ağacın gövdesini meydana getiren dal.
* Devlet katındaki en yetkili kişilerin bir araya gelerek yaptıkları görüşme.
* Doruklamak işi.
* Tepeleme.
* Bir kabı tepeleme doldurmak.
* Deve yavrusu.
* Göğüs, bağır.
* Kaburga altı.
* Çok doğru.
* Sağa sola sapmadan.
* Bkz. yatağa düşmek.