Büyük Türkçe Sözlük
* Parçaların veya ögelerin bir araya getirilip bir bütün olarak birleştirilmesi.
* Bu biçimde oluşan bütün.
* Element veya başka maddeleri bir...
* Bireşim yolu ile elde edilen, sentetik.
* Kendine özgü nitelikleri yitirmeden bölünemeyen tek varlık, fert.
* Bir türün kapsamı içine giren somut varlık.
* Doğa bilgisinde türü oluşturan...
* Yumurtanın döllenmesinden bireyin yetkin duruma gelmesine kadar geçirdiği gelişim evrelerinin bütünü, ontogenez, soy oluş karşıtı.
* Tek bir bireyi aşan.
* Genellikle fertlerin çevresini aşan, bireylerin bilincinden bağımsız olan.
* Kişi haklarını savunan.
* Bireycilikten yana olan, ferdiyetçi.
* Bireylerin yararlarını toplumsal yararlardan daha üstün veya daha önemli sayan öğreti, tutum veya politikaların genel adı, ferdiyetçilik...
* Türle ilgili bir örneğin bireyde gerçekleşmesi.
* Bağımsız kişiliğe varan gelişme süreci.
* Bireye özgü kılma.
* Bireye özgü kılmak, başkalarından ayırmak.
* Bir kimseyi dış gözlemciler gözünde benzersiz, tek kılan özellikler veya bunların tek biçimi, ferdiyet.
* Bireyi benzerlerinden ayıran...
* Bireyle ilgili olan, bireye özgü olan, ferdî.
* Bireysel duruma getirme.
* Ancak ortaklaşa ve genel olarak var olan şeyi bireylere uygulama ve yayma.
* İnsanların doğal, toplumsal ve tarihî...
* Bir şeyi ayrı olarak, bireysel olarak göz önüne almak.
* Birey olma olgusu.
* Bir kişiyi benzerlerinden ayıran özelliklerin bütünü, ferdiyet.
* Bir tanesi.
* Bilinmeyen bir kimse.
* Tamlanan olarak kullanılan bazı isim tamlamalarında tamlayanın küçümsendiğini, hor görüldüğünü anlatır.
*...
* haddini aşarak karşısındakini usandırmak.
* ufak çocuğu çok olan kimseler için söylenir.
* bir şeyden yalnız bir veya birkaç kişi yararlanır da başkalarına yararlanma imkânı verilmezse bundan büyük sorunlar çıkar.
* En fazla, tek.