Büyük Türkçe Sözlük
* Yatak.
* Gemi gövdesinde, su basıncı, çarpma, karaya oturma vb. durumlarda darbeleri karşılayabilecek, yük ve makinelerin ağırlığına...
* Döşeği olan.
* Yalpası az olan yayvan gemi.
* Döşenmiş olan, mefruş.
* Bkz. dayalı döşeli.
* Tesisat, donanım.
* Döşeyici, tesisatçı.
* Döşemcinin yaptığı iş, tesisatçılık.
* Döşemek işi.
* Yapılarda taban üzerine döşenen tahta vb. kaplama.
* Bir yapının döşenmesine yarayan her türlü eşya, mefruşat.
* Koltuk, kanepe...
* Döşeme yapan (kimse).
* Perde, koltuk, kanepe gibi eşya satan veya onaran (kimse).
* Özellikle mobilya döşemeciliğinde kullanılan büyük başlı, kare kesitli gövdeli, sivri uçlu ve siyah renkli çivi.
* Döşeme yapma işi.
* Döşeme alıp satma işi.
* Bir tabanı, tahta, karo, mermer gibi yapı gereçleriyle kaplamak.
* Açıp yaymak, kumaş, halı gibi şeyleri bir yeri iyice örtecek biçimde sermek...
* Döşemesi olan.
* Yapılarda tabana döşemek için kullanılan (gereç).
* Kanepe, koltuk gibi eşyanın kaplanmasına elverişli (kumaş).
* Döşemesi olmayan.
* Döşenmek işi veya biçimi.
* Döşenmek işi.
* Döşemek işi yapılmak.
* Birine kızarak kötü ve küçük düşürücü sözler söylemek.
* Uzun uzadıya ve yererek yazmak.
* Döşetilmek işi.
* Döşetmek işi yaptırılmak.
* Döşetmek işi.