Büyük Türkçe Sözlük
* Tırmıklamak işine konu olmak.
* birinden değerce çok aşağı olmak.
* değerce ondan çok aşağı olmak.
* İnsanda ve birçok omurgalıhayvanda parmak uçlarının dışbölümünü örten boynuzsu tabaka.
* Kanca gibi araçların kıvrık yeri.
* Gemi demirinin...
* Ojeden önce sürülen, tırnaklarıbesleyen ve kırılmasını önleyen bir ürün.
* Tırnakların etrafında bulunan ince deri.
* korkutmak, göz dağı vermek.
* Bir metnin içinde başkasından aktarılan yazı veya sözlerin başına ve sonuna konan "..." işareti.
* çok küçük
* Tırnağıtaşıyan parmak ucundaki kemik.
* El ve ayak tırnaklarınıkesmeye yarayan araç.
* kavgayı körüklemek.
* kötülük yapmak için bahane aramak.
* Çakı gibi açılıp kapanabilen şeyler üzerine tırnakla kolayca açabilmek için yapılmış kertik.
* Yankesici, tırtıkçı kimse.
* Osmanlı İmparatorluğunda her perşembe günü padişahın tırnaklarını kesip temizleyen kimse.
* Göz çukurunun iç bölgesinde yer alan dört kemik.
* Tırnaklamak işi.
* Tırmalamak.
* Tırnaklarını geçirerek yolmaya, kazımaya veya çekmeye çalışmak.
* Tırnaklanmak işi.
* Tırnaklamak işine konu olmak.