Büyük Türkçe Sözlük
* Bkz. çörek otu.
* Az yağlı, bazen şekerli ve yumurtalı, gevrekçe bir hamur işi.
* Bir gök cisiminin tekerlek biçiminde görülen yüzü, kurs.
* Ormanlık alanlarda yetişen bir mantar.
* Düğün çiçeğigillerden bir bitki ve bunun çöreklere çeşni katmak için ekilen, susam iriliğindeki siyah tohumu (Nigella damascena).
* Çörek yapan veya satan kimse.
* Çörek yapıp, satma işi.
* Çöreklenmek işi.
* (yılan için) Halka durumunda kıvrılıp toplanmak.
* Sürekli kalmak, yerleşmek.
* Bir duyguyu güçlü ve sürekli olarak duymak.
* Çörek yapmaya elverişli olan, çörek için ayrılmış olan.
* Sayıboncuğu, abaküs.
* Hastalıklı, dertli.
* Bkz. karman çorman.
* Dam çevresindeki yağmur sularını oluklardan alıp duvar temelinden uzağa akıtan, saçak kenarlarından dışarı doğru uzanmış ağaç oluk.
* oluk gibi, çok gür bir biçimde.
* Değirmende buğday teknesi oluğu.
* Balık akını.
* Uskumruların büyük balıklardan korkarak kıyıya sığınması durumu.
* Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu.
* Sevinç gösterileriyle beliren güçlü heyecan.
* Salgıbezleri ve...
* Coşkulanmak işi.
* Coşkulu duruma gelmek.
* Coşkusu olan.