Büyük Türkçe Sözlük
* Dövmek işine konu olmak.
* Dövülmek işi veya biçimi.
* Dövünmek işi.
* Aşırı üzüntü, çaresizlik, pişmanlık duyarak çırpınmak, kendi kendini dövmek.
* Çok üzülmek.
* Dövünmek işi veya biçimi.
* Dövmek işi veya biçimi.
* Tokat, yumruk, tekme gibi saldırışlarla yapılan kavga.
* Dövüşen kimse.
* İyi dövüşen veya dövüşmeyi seven.
* Dövüşken olma durumu.
* Dövüşmek işi.
* Karşılıklı birbirini dövmek.
* (iki silâhlı kuvvet) Çatışmak.
* Boks yapmak.
* Dövüştürmek işi.
* Dövüşmelerini sağlamak.
* Doyuncaya kadar.
* Doyuncaya kadar, bol bol.
* Yaşamayı sağlayacak besin, rızk.
* Her türlü ihtiyacını gidermiş olan, tatmin olmuş, müstağni.
* İyice doymak veya doygun bir duruma gelmek.
* Doygun olma durumu veya gönül tokluğu, istiğna, tatmin.
* Bir isteğin yerine gelmesi, bir şeyin elde edilmesi, varılmak istenen bir hedefe...
* Doymak işi.
* bir gazın, belli bir sıcaklıkta o sıcaklığa özgü olan en büyük basınç altında bulunması,
* yeğinliği gittikçe artırılan bir...