Büyük Türkçe Sözlük
* Lâvın püskürme sırasında yanardağ ağzından çıkarak alçak yerlere doğru yayılması.
* Herhangi bir yere yanaşmış filikanın kürek çekmeksizin ilerlemesi için verilen emir.
* bir filikayı ilerletmek.
* birini çekiştirmek.
* Üzerinde sıcak ve soğuk su muslukları bulunan, porselen, emaye veya sacdan yapılmış, el, yüz, bulaşık yıkamaya yarar, çukur yer veya eşya.
*...
* Lâvabolarda kullanılan birkaç aygıtın bir araya getirilerek belirli biçimde eklenmesinden oluşan takım.
* Lâvaboya gelen soğuk ve sıcak suyu açıp kapayan ve akmasını ayarlayan musluk.
* (metalürjide) Bir işlem sonrası, metal yüzeyleri su ile yıkama.
* Bir organı su vererek yıkayıp temizleme.
* herhangi bir organı mikroplardan temizlemek amacıyla yıkamak, arıtmak.
* Lâvanta çiçeğinden yapılan ispirtolu esans.
* Ballıbabagillerden, mavi veya mor renkli çiçekleri koku sanayiinde kullanılan bir bitki (Lavandula angustifolia).
* Lavanta rengindeki mavi.
* Lâvanta yapan veya gezici olarak esans satan kimse.
* Lâvanta yapma ve satma işi.
* Lâvanta kokusunu koymaya yarayan şişe.
* Lâvanta çiçeğinin bir başka türü.
* Mayalı hamurdan tandırda pişirilerek yapılan ve yapıldığı yere göre büyüklüğü değişen ince ekmek türü.
* Yufka inceliğinde açılmış uzun sade pide.
* İçinde afyon bulunan sulu bir ilâç.
* Kalın bağırsağı anüs yoluyla su fışkırtarak yıkama.
* Bu iş için kullanılan alet ve sıvı.
* Bkz. lorentiyum.
* Piroksen grubundan doğal silikat.