Büyük Türkçe Sözlük
* Nasırlaşma.
* Nasırlaşmak.
* Nasırlaşmak işi.
* Nasır oluşmak.
* Duyarlığını yitirmek.
* Nasırı olan, nasır bağlamış, nasırlaşmış.
* Nasırı olmayan.
* Hristiyan, İsevî.
* Hristiyanlık, İsevîlik.
* her yanı açık olduğu hâlde yalnız bir girişi bulunan veya kilitli olan yerler için söylenir.
* Hitler ve Nasyonal Sosyalist Partisinin öğretisi, Hitlercilik.
* Ulusçuluk yanlısı.
* Ulusçuluk.
* Eksik, tamamlanmamış, bitmemiş.
* Düşünüp söyleme yeteneği.
* Düzgün ve iyi konuşma yeteneği.
* Düzgün ve iyi konuşan.
* Natıkası olmayan.
* Kadınlar hamamında hizmet eden ve müşterileri yıkayan kadın.
* Kadın hamamında en yüksek ökçeli nalın türü.
* Natır olma durumu veya natırın işi.
* Doğuştancılık.