Büyük Türkçe Sözlük
* Bumbar, bağırsak.
* Bumbarın yağı.
* Çözdürmek işi.
* Çözmek işini yaptırmak.
* Çözülme sonucu ortaya çıkan madde.
* Dokumacılıkta atkıların geçirildiği uzunlamasına ipler, arış.
* Çözülmüş, dağılmış.
* (kar, buz için) Erimeye başlamış, yumuşamış.
* Çözgün olma durumu.
* Çözmek işi.
* El tezgâhlarında dokunan, genellikle yatak, yorgan çarşafı yapmakta kullanılan ince bez.
* Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak.
* Düğmeyi iliğinden açmak.
* (saç için) Açmak.
* Çözgü ipini tezgâha yerleştirmek.
* (bulmaca, sorun...
* Çözmek işini yapan.
* Başka bir maddeyi çözmek özelliği olan.
* Çözülmüş olan.
* Çözülmek işi.
* Savaşta, gerideki savunma hattına çekilmek isteyen birliğin düşmandan sıyrılması.
* Bir sesin boğumlanmasından sonra organların...
* Çözmek işine konu olmak.
* Gevşeyip yumuşamak, erimeye başlamak.
* Birliğini, beraberliğini yitirmek, dağılmak, parçalanmak.
* Gevşemek, güçsüz...
* Çözülmek işi, dağılım, bozgun.
* Sinir merkezleri arasındaki işbirliği ve uyumun bozulup kesilmesi.
* Çözülmek işi veya biçimi.
* Eriyerek gevşeme.
* Dağılış.
* Yıkılış.
* Bir sorunun çözülmesinden alınan sonuç, hal.
* Bir denklemde bilinmeyenlerin yerine konulunca o denklemi gerçekleştiren sayı veya sayılar.
* Bir...
* Bir güçlüğü giderme çaresi.
* Çözüm getiren kimse.
* Çözümlemek işi.
* Herhangi bir konunun, bir nesnenin düşüncede veya gerçeklikte kurucu parçalarına ayrılmak yoluyla yapısının, işleyişinin ve...
* Çözümleme yoluyla bir şeyi incelemek, tahlil etmek, analiz etmek.
* Anlamı ve niteliği anlaşılamayan bir konuyu açıkladıktan sonra sonuca...